Cilt: 19, Sayı: 2, Yıl: 2013 Özel Sayı Hukuk Fakültesi Marmara Üniversitesi

Cilt: 19, Sayı: 2, Yıl: 2013 Özel Sayı Hukuk Fakültesi Marmara Üniversitesi

Hatta anayasa acele işler için bir başka ve esnek usul daha öngörmüştür. Buna göre acele hallerde Şûrâ-yı Nigehbân üyeleri mecliste hazır bulunup görüşlerini hemen açıklamak durumundadırlar. Şûrâ-yı Nigehbân’ın fakihlerden oluşan kanadı İslâmî ölçülere uygunluğu, müslüman hukukçulardan meydana gelen kanadı ise anayasaya uygunluğu denetler. Şûranın bir de halk oyunu, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini denetleme görevi ve yetkisi vardır. Gambia anayasası iktidarın çerçevelenmesine cumhurbaşkanı ile başlar.

  • Bundan hemen sonra konsey çeşitli kararnâmelerle anayasaya dayalı düzeni kurdu.
  • Seçici heyetin vasıflarına gelince, Mâverdî ve Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ gibi hukukçular bunun için adalet, ilim, rey ve tedbir (inisiyatif) olmak üzere üç özelliği zaruri görmüşlerdir.
  • Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.

Ayrıca başkan yardımcılığı gibi vali yardımcılığı makamı vardır. Federe devletlerde merkezdeki hükümete benzeyen ve bakanların görevlerini federe devlet düzeyinde yerine getiren yöneticiler tayin edilir. Valinin yapacağı tayinlerin federe meclislerce de uygun bulunması gerekir. Başkan seçilebilmek için otuz beş yaşına gelmiş ve Nijerya vatandaşı olmak gerekir. Başkan, yardımcısına veya bakanlara yetkilerinden ve sorumluluklarından bir kısmını devredebilir. Bir kanun tasarısı senatoda veya temsilciler meclisinde görüşülebilir. Teklif veya tasarı hangi mecliste görüşülüp kabul edilmişse oradan diğer meclise sevkedilir. Anayasa iki meclis arasında görüş ve oy farklılıkları bulunması halinde bunun nasıl giderilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Ne var ki yukarıda verilen bilgiler ışığında bu iki nitelemenin de gerçeği tam olarak yansıtmadığı görülmektedir. Halifenin seçimle gelmesi, iktidarını milletten alması ve hukukun çizdiği sınırları aştığı takdirde yine millet tarafından azledilebilmesi monarşiye uymamaktadır. Gerçi seçimli monarşiler varsa da bunlar daha ziyade geçici uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Asıl olan hükümranlığın veraset usulüne bağlı olarak intikal etmesidir. Üstelik seçimli monarşilerde monarkın hukuku çiğnediğinde azledilmesi kuralı yoktur. O halde İslâm devleti Batılı anlamda bir monarşi değildir. Halifenin müslüman toplum tarafından seçilmesi ve denetlenmesi demokrasiye uymakta ise de İslâm devletinde halkın her istediğini yapma yetkisi, meselâ İslâm hukukunun genel esaslarına aykırı bir kanun çıkarma veya yürürlükteki hukukun bir kuralını kaldırma yetkisi yoktur. Sonuç olarak İslâm devlet düzeninin, monarşiye ve demokrasiye benzer yönleri bulunmakla birlikte, kendine has (sui generis) bir düzen olduğunu kabul etmek isabetli bir görüş olarak görünmektedir. Örneğin, internet üzerinden alternatif piyango düzenlendiğini öğrenen Milli Piayango İdaresi, ilgili web sitesine erişimi engelleme kararını bizzat kendisi alabilir. İçeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararları uygulanmak üzere BTK’ya gönderilir. Özellikle sanal bahis veya kumar olarak nitelendirilen mostbet üzerinden işlenen suçların artması sebebiyle bu şekilde erişimin engellenmesi kararı verilmektedir. İş yeri açma ve çalışma ruhsatına sahip işyerlerinin ruhsatları mahallin en büyük mülki idare amirinin bildirimi üzerine ruhsat vermeye yetkili idare tarafından beş iş günü içinde iptal edilir.

Ebû Bekir kendi yerine geçmek üzere Ömer’i bu şekilde belirlemiş, Ömer ise bu işi aşere-i mübeşşereden olan altı kişiye havale etmiştir. Avvâm’dan oluşan bu kişiler üç gün süren müzakereler sonunda Osman’ı halife olarak seçmişlerdir. Ebû Süfyân’ın, oğlu Yezîd’i veliaht tayin etmesinden ve onun için daha sağlığında biat almasından itibaren Emevî ve Abbâsî halifelerinin önemli bir kısmı da bu yolla halife olmuştur. Ne var ki her iki dönemde uygulanan usul görünüşte aynı olmakla birlikte aralarında önemli bir fark vardır. Ömer yerlerine geçecek halifeyi belirlerken kendi ailelerinden birini seçmemişlerdir. Ömer altı kişilik seçici heyetin herhangi bir şahıs üzerinde ittifak edememesi halinde oğlu Abdullah’ın hakem olarak kurula katılmasını istemiş, fakat halife seçilmemesini açıkça şart koşmuştur. Onun aynı dikkati altı kişiyi seçerken de gösterdiği görülmektedir. Aşere-i mübeşşereden sağ kalanları heyete almaya dikkat ederken aynı gruptan olan Saîd b. Zeyd’i hariç tutması kendisiyle olan akrabalığıyla izah edilmiştir. Halbuki Emevî ve Abbâsî halifeleri daima kendi ailelerinden veliaht tayin etmişler, böylece fiilen veraset usulünü hâkim kılmışlardır. Bunun Abbâsîler’de tek istisnası, Halife Me’mûn’un Ali soyundan olan Ali b. Ne var ki bu olay Abbâsî ailesi tarafından büyük bir direnişle karşılanmış, Me’mûn hal‘edilerek yerine İbrâhim b.

Ayrıca meclisin kendi üyeleri arasından seçtiği yedi milletvekili ile sekiz yüksek hâkimden oluşan bir yüce divan vardır. Başbakanı ve bakanları tayin ve görevden alma yetkileri de ona aittir. Bakanlar topluca veya tek tek emîre karşı sorumludurlar. Kanun teklifi, kanunların yürürlüğe konması yetkileri de emîre tanınmıştır. Emîrin tekrar görüşülmek üzere meclise gönderdiği bir metnin kanunlaşabilmesi için üçte iki çoğunlukla kabulü gerekir. Saldırı savaşı anayasa tarafından yasaklandığı için emîr ancak savunma savaşı ilân edebilir. Halen bir kısım hükümleri askıya alınmış olan 1962 anayasasına göre Küveyt Arap milletinin bir parçasıdır. Devlet, Mübârek es-Sabâh sülâlesinden gelen emîr tarafından yönetilir. Veliahdın belirlenmesi de anayasa hükümleri arasında yer alır. Emîr veliahdı seçer ve tayin eder, millî meclis de bunu onaylar.

Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur.

Bilanço esasına geçen dernekler, üst üste iki hesap döneminde yukarıda belirtilen haddin altına düşerlerse, takip eden yıldan itibaren işletme hesabı esasına dönebilirler. Dışişleri Bakanlığının konu ile ilgili görüşü alındıktan sonra, Bakanlıkça gerekli değerlendirme yapılır. Sonuç, ilgili valiliğe bildirilir ve valilik tarafından başvuru sahiplerine on gün içinde bilgi verilir. Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur. Tüzüğü incelemeden geçmemiş veya inceleme sırasında belirlenen aykırılıkları veya noksanlıklarını tebligata rağmen gidermemiş dernek veya federasyonlar, üst kuruluş kurucusu olamazlar. Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki federasyon kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir. Çocuk derneklerinin şubelerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk dernekleri şubelerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir. Çocuk derneklerine tüzel kişiler kurucu veya üye olamazlar, ayrıca çocuk derneklerinde kuruluş bildirimine, kurucu çocukların yasal temsilcilerinin izni eklenir. Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerdeki dernek kuruluş işlemlerinde istenen belgeler birer arttırılarak verilir.

Gambia anayasasının öngördüğü ve ayrıntılarıyla düzenlediği bir müessese de kamu hizmeti kurulu veya devlet personel dairesidir. Bu kurul birçok yüksek yönetici ve görevlinin tayinlerinde danışma fonksiyonunu yerine getirmektedir. Özellikle devleti temsil eden elçiler, milletlerarası kuruluşlarda görevlendirilen personel ve zâbıta âmirleri kurulun görüşü alındıktan sonra cumhurbaşkanı tarafından tayin edilebilmektedir. Fas Krallığı’nın anayasası klasik anayasa ayırımlarına uymayan özelliklere sahiptir. Kurduğu sistem, hem parlamenter hem de başkanlık sistemlerine benzeyen, fakat önemli farklılıkları da taşıyan bir düzenlemedir. Her şeyin başında oldukça geniş yetkilere sahip bir kral vardır. Hükümet esas itibariyle krala karşı sorumludur; fakat meclisin de gensoru yetkisi bulunmaktadır. Bu yönleriyle Fas anayasasını, günümüzün anayasalarında bulunan, anayasaya aykırılığın giderilmesi hükümleriyle tamamlanmış bir Osmanlı Devleti anayasası (Kānûn-ı Esâsî) gibi görmek mümkündür.